İnsan yaşamının her evresinde çiçekli bahçelerde dolaşmıyor, dolayısıyla kalp, herzaman dingin , ruh hali sukünettte olmuyor. Yaşamın ağırlığına göre dolup taşabiliyor insan.
Ömrünün çoğunda insan mükemmeliyetçi ve kontrollü yaklaşımıyla her an durumu düzeltmek ,onarmak istiyor. Çoğu kez elleriyle inşa ettiği muntazam kulenin , bir çırpıda bazen bir gecede yıkıldığını görüyor hayatın tüm kontrollerinin elinde olmadığını gösteriyor bu yıkım ve insan acziyetiyle yüzleşiyor.
Ne zaman ki şikayet etmeden teslimiyetle olanı kabul ediyor , ilahi bir el o yıkılanı onarıyor. Ve insan sırtında ki o derdi , yükü nerde sıralandığını bile zaman içinde unutuyor.Yani iyi yada kötü herşey önünde sonunda gelip geçiyor tıpkı ömrümüz gibi…
Doğan her güneş en koyu karanlıkların bile dağılacağı ümidini veriyor bize.
Hüzünlü kalplerin ,kainata bakıp teselli olması ve ferah günlerin yakın olduğunu hissedebilmesi ümidiyle…
Yorumlar