Hala içindeki çocuğu kaybetmemiş bir insan olarak ben ve benim gibi yaşamaya alışmış bedenlerdeki insanlarla artık aynı düzeyde konuşabiliyor ve paylaşabiliyoruz. Karantina günlerinin başından beri gelişen toplum hareketliliğini izlerken artık kuvvetli devletler veya insanlar değil sağlıklı ve bilgili insanların hayatı idare ettiğini görüyoruz. Türk doktorlarına her zaman güvenmişimdir. Azim ve sorumluluk sahibi olan her insan, bilgisiyle etrafındaki diğer insanlara yardım eder.

Dünyanın farkında olduğumuz üzere verdiği sınav yıllarca unutulmayacak. Burada önümüzdeki günlerde kazanacak olan kişiler; durumun ciddiyet ve önemini anlamış ve farkındalığını geliştirerek yakın çevresinden diğer insanlara kadar bir sürü örnek davranışlarda bulunan insanlar olacak. Umudumuzu yitirmeden önce dinleyip sonra doğru davranışlarda bulunarak yolumuzu hepimiz ayrı bir yoldan giderek buluyoruz. Olacaklara elimiz kolumuz bağlı duramayız, hepimiz anladıktan sonra tabii ki de aşacağız. Evlerde kurduğumuz korku ile karışık dünyamız bizim gözlerimizi açtı. Şimdi ileriye bakıp düşünmek zamanı. Özümüze dönmek için bu boş ama aslında sağlığımız için fedakarlıkta bulunduğumuz bu geçen zaman yerinde durmuyor. O halde özümüze kavuşup artık dünyamızı saran tüm negatif olaylara ‘hayır’ demeliyiz. Çevre kirliliği yaratanlara, denizleri kirletenlere ve sevdiğimiz canlılara kötü davrananlara… Kısacası nefes alması gereken dünyamıza dua edip bahşettiği güzelliklere duacı olmalıyız.

Çok gezdik ve çok konuştuk. Artık dünyamız ve ülkemizin kültürü yaşlılık sinyalleri veriyor. Biz gençlere düşen tarihten ders çıkartıp günümüzdeki insanları medeniyetlerle tanıştırmak ve alıştırmak. Bizlere gereken tek şey dünyada pozitif eğitim. Bilgiler doğrulandıkça toplumlar aydınlanır ve bu bilim ve ilim yolunda geçen zaman herkesin ülkesi ve kendisi için bilmesi ve bilgilendirmesi gereken doğrulardır.

Evde kal Türkiye…

Suna Baykam