Benzer fikir, misyon ve vizyona sahip kişiler bir araya gelerek bir sivil toplum örgütü oluştururlar. Yaptıkları işlerle hayatı güzelleştirmeye ve toplumun yaralarını sarmaya çalışırlar. Demokratik toplumlarda sadece laf söyleyerek, şikâyet ederek ona buna laf atarak çözüm üretilemez.
Bireylerin bir sivil toplum örgütü çatısı altında fikir birliği ederek çözüm araması gerekmektedir. Sivil toplumlarda kar amacı olmaz, Projeler üreterek yerel yönetimlere yardımcı olurlar. Yanlış verilen kararları örgüt olarak, doğrusunu uygulatmaya çalışırlar.
Sürekli şikâyet ederek, yerel yönetimleri hedef alarak bir neticeye varmak mümkün değildir. Her olayda halkı toplayıp eylem yapmakta doğru çözüm değildir.
İlimizde yaklaşık 100-150 adet sivil toplum kuruluşu mevcuttur, Her bir sivil toplum örgütü bir hedef bularak kuruluşunu tamamlamış ve bu yolda ilerlemeye çalışmaktadır. Güzel çalışan ve topluma hizmet etmeyi doktrin edinen örgütleri tenzih ederim. Ancak birçok dernek sadece tabela ve kartvizit yaparak ortada gezinmekte, amaçladığı hedeflerle asla ilgilenmemektedir.
Diğer bir konu bu örgütün yöneticileri yıllar geçse bile asla değişmemektedir. Yıllardır aynı dernekte yönetici olan birçok başkan ve yönetim kurulu üyelerinin var olduğu tüm toplum tarafından zaten bilinmektedir. Sivil toplum örgütleri sadece aidat alıp, kartvizit basıp, levha asmayla örgüt olamaz. Mücadele verdiği konuda üyelerinin yanı başında onların hakları için Mücadele vermeli, onlarla birlikte sokaklara dökülmeli ve vatandaşı bilinçlendirmelidir. Mersin ili sivil toplum örgütlerinin düzenli çalışması ile bugüne ayak uydurabilir.
Mersin’de korkusuzca yapılan usulsüzlüklere dur diyecek bir mimarlar ve mühendisler örgütü, sokakta yatan kimsesiz kadınları koruyacak bir kadın örgütü, topluma zarar veren uyuşturucu ile mücadele edecek kimsesiz çocukları koruma örgütü maalesef görünmüyor. Ama levhaları asılmış kartları basılmış yüzün üstünde örgütün adı var. Sürekli başkanları değişiyor, basında açıklamalarıyla astıkları, astık kestikleri kestik oluyor sözdddeee Mersine sahip çıkıyorlar.. Plaketler havada uçuşuyor, kandıran kandırana, kandırılan kandırılana. Yaptıkları hiçbir icraat yok sadece zaman zaman bir araya gelip yemek yiyorlar dedikodu üretiyorlar. Kavga ediyorlar. Hele hele ünlü iş adamlarının oluşturduğu dernekler var ki onların Mersin’e kazandırdıkları bir çeşme bile yok. Ölmek üzere olan bir hastaya aspirin bile almayan üyelere sahipler. Birbirlerini de “sen yüksek istişare kurulu üyesisin sen bilmem nesin” diye diye avutuyorlar havalara sokuyorlar. Hele birileri var ki birkaç kişilik tetikçi gurubu oluşturmuş saldır ha babam saldır. Belden aşağı vur belden yukarı vur. Ortalığı karıştırmak için yaşıyorlar sanki.
Tüm sivil toplum örgütlerini ilimizde çalışmaya ve yanlış olayların karşısına dikilmeye davet ediyorum.
Yorumlar