İkinci pandemiden korkarak yaşasakta hayat devam ediyor hem de güneşli günlerde hem sağlığımıza dikkat ederek hem de hastalıklardan olabildiğince kaçarak. Korku algısı hayatlarımızın her yerinde içimize işleniyor gerek kendimiz için gerek sevdiklerimiz ve yakınımızdakiler için. Dünya her ne kadar çıldırsa da olacakları önceden tespit edip önlem almak veya korunmak gerekiyor. Aşı çıkacağı söyleniyor, merakla takip ediyor ve bekliyoruz. Yediden yetmişe herkesin dikkat etmesi gerekiyor. Hepimiz şu illet virüsten bıktık. Komplo teorileri bir yana artık nefes alamıyoruz, sevdiklerimize sarılamıyoruz, koskoca bayram geçti el bile öpemiyoruz. Hayat kendi yolunda gidiyorken bize kalan pandemiden önce yaptıklarımızı unutup arkamıza bakmadan bundan sonra ne yapabileceğimizi planlamak ve mümkünse hemen olacaklara davranmak kalıyor. Bu nasıl bir kader anlamadım gitti. Kimse üzülmesin çünkü zaman geçiyor ve biz hayatın değerini anlayan insanlarız, bir virüs bizim niyetimizi değiştiremez. Sonuçta sabah sabah bizi kucaklayan güneş hep varolacak; bizler dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz, heralde sahillerde olanlar bunu yaşıyorlardır. Tabii ofiste zamanını geçirenlere sorarsanız bu böyle olmayabilir ama birlikte aşacağız bu zor günleri. Keyif aldığınız her şeyi sıralayın ve vakti gelmeden onları yapın. Evinize çiçek alın, yemediğiniz yemekleri yapın, dostlarla dertlerinizi paylaşın veya sevdiğiniz müzikleri dinleyin… Evet! Beklenmeyen bir salgına şahit oluyoruz. Tarihe bakarsak birçok hastalık türedi dünyada, bunu da atlatacağız. Şöyle geriye bir bakıp şu son covid günlerine aklımda kalanların en kötüsü 65 yaş için verilen karantina idi. Uzun konuşmayı sevmem; içim burkuldu diyebilirim. Duygusal bir insanım; bir şehri terk ederken bile üzülürüm arkama bakarken. O değerli insanların sessiz çığlıkları beni epey üzmüştü. Alıştık zaten, gerek kendimizi aştık gerek olanı yaşadık yarını bilmeden. Bilinmezlikten kimse ölmez, sadece rutin hayat devam eder. Yapacağınız tek şey bağışıklığınızı kuvvetlendirmek. İstanbul’dayım hala ve çalışmaktan hala denize ayak bile sokmadım. Aklımda Mersin’in denizinde sabahları yüzebileceğim kadar yüzmek, yürüyebildiğim kadar yürümek ve tabii sahillerde insanlarla yazı kucaklamak. Elinizdekilerin kıymetini bilin, hayat anlardan ibaret, kavgadan uzak durun sizin zamanınızı boşa çalar, unutamayacağınız kadar uzun bir yaz dilerim. Benim için sahilde bir gece şarkı söylerseniz ben mutlaka duyarım.
Görüşmek üzere
Yorumlar