Gelişen dünya düzeni, eskiye oranla yapılacak işlerin çoğalması, günlük koşuşturmalara neden olmaktadır. Bu bitmek bilmeyen koşuşturmaların yarattığı kaos ortamı da strese davetiye çıkarıyor. Diğer yandan, insanoğlu eskiden bilmediğini, görmediğini arzu etmiyordu...Fakat iletişim araçlarının arttığı dünya da özelikle internet platformları insanların istek duygularını tetikliyor. Önceden heves edilmeyen ne varsa artık göz görüyor, zihin istiyor. Ve ulaşılamıyan herşey stres yapıyor. Bu durum özelikle gençlerde çok daha fazla gözlemleniyor. Diğer yanda rutin günlük hayatınızda istenmeyen işlere zorlanmak, yeni bir ortama girmek, okul, ev, şehir, ülke değiştirmek, sevdiğiniz birini kaybetmek, boşanmalar, öğrenciler için düşük notlar, evlenme telaşı, sevgiliden ayrılma, işini kaybetme ya da terfi edip sorumlukların artışı, maddi sıkıntılar, hamilelik dönemi, kadınlarda menopoz/erkeklerde antropoz dönemleri, yakın bir dostunuz ile tartışmak, partnerler arasında cinsel sorunlar, Aile içi problemler, hiç kimseye hayır diyememek, v.s bir çok neden, ne yazık ki stresi tetikliyor.
Değerli okuyucu bu noktada sizlere biraz bilimsel verilerden yola çıkarak, Stres ile ilgili bilgiler vermek istiyorum. Stres anında, beyinden vücuda savaş ya da kaç mesajı gelir. Bu sürüngen beynin çalışma şeklidir. Insan zihninin gelişiminde, sürüngen beyin, alışkanlıkları değiştirmek istemeyen, seçenekleri göz ardı eden, hayatı siyah ve beyazdan ibaret gören yanımızdır. örnegin üçüncü sayfa haberleri ya benimsin ya toprağın, diye ayrıldığı sevgilisini öldüren insanlar sürüngen beynin etkisindedir, yaratıcılık ve seçenekler yoktur. amaçları hayatta kalmaktır. Bu hayatta sıkıntılar yaşamamızın nedeni ağırlıklı olarak sürüngen beynin devreye girmesidir. Stres anında da anlık tepkiler veren insan ya çok sinirli olur, ya da o an yapılması gerekenden kaçar. Kendini stresle yükleyen insanlar, genelde depresyona kadar varan kaçışlarla kendilerini sözde stresden korumak için tembelleşir, günlük işleri aksatır, hatta kötü alışkanlıklar edinebilirler…Ruh sağlığını bozmaya kadar varan stres halleri, bedenimizde dışa dönük tepkiler vermeye başlar. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Kaygılı tavırlar, huzursuzluk, başarı korkusu, içine kapanıklık, utanma duygusu, sürekli kendini eleştirme, konsantrasyon bozukluğu, karar verme zorluğu, yetersizlik duygusu, kekeleme ya da istem dışı konuşma güçlüğü, ağlama nöbetleri, dişleri sıkma, sinirli tavırlar, iştahta artma ya da azalma, kaslarda gerginlik, ellerin titremesi, baş- mide gibi organların ağrısı, sırt ya da boyun ağrıları, yorgunluk bitkinlik halleri, uykusuzluk, çarpıntı, çok hızlı nefes alıp vermek. Ve ne yazık ki stres, burada sayfalar dolusu yazabilecegim daha bir çok zarar veren durumlara neden olur.
Peki…! bize bu kadar zarar veren strese karşı nasıl savaşmalıyız ?
Stres kişilerin olayı nasıl algıladığı ile alakalıdır. Örneğin, benim sabah erken bir saatte randevum olduğu zaman, önceden yapmadığım zaman planlaması nedeniyle son dakika yetişmek için yaptığım telaş, kendi kendime yarattığım stresi doğururken, bir başkası sonuca odaklı, çözümsel düşünerek, zaman planını daha iyi organize eder, orada olması gereken saate kendini ayarlar ve dogru hamleler üretebilir. Mesela gideceği yolu hesaplar, hazırlanması için gerekli saati kendine bırakır, ona göre daha erken kalkar, kendine bir kahve yapar ve keyifle yola çıkar. Ve elbette strese girmez.
Stresle başetmenin en önemli yollarından biri zamanın yönetimini en iyi şekilde kontrol edebilmektir. Olaylara bakış açımızı değiştirmek, daha yaratıcı yöntemlerle zihni meşgul etmektir. En önemlisi durum ne olursa olsun, o durumu kabul etmektir. Direnç gösterilen her durum kaosa sürükler. Sevdiklerimizi kaybettigimizde kabullenmeme direnci gibi…Yaşam standartlarımızda aşırı isteklerde bulunmak, onların peşinden koşmak, bizi gereğinden fazla yıpratır. Onun yerine, manevi değerleri unutmamak, spor yapmak, temiz havada yürümek, sağlıklı ve doğru beslenmenin önemini hayatımıza dahil etmek, stres anında bir beş dakika sadece sakin olmayı başarabilmek ve bir başka konuya odaklanmak, mesela sevdiğiniz birinin fotoğrafını çıkarıp bakmak, müzik dinlemek, bir dostunuzu arayıp konuşmak gibi davranışlar sizi o andan uzaklaşmak için minik ama önemli detaylardır.
Kişilerle olan ilişkileri ve sosyal etkinlikleri geliştirmek de stresi azaltmanıza büyük katkı sağlayacaktır. Karşıdaki kişiyle tartışırken sorumluluğu ona yüklemek yerine kendine de pay çıkarmak daha olumludur. Farklı bir şeyler denemek de kişiyi rahatlatır. Örneğin imaj yenilemek, sinemaya, konsere gitmek, hobilerinizle ilgilenmek, yürüyüşe çıkmak, ortamın oluşturduğu stresten uzaklaşmaya katkı sağlar.
Çağımızın en büyük problemi ve çoğu hastalıklara neden olan stres, daha da fenası ömür törpüleyen, daha kısa yaşam süreci sağlayan, bizi olduğumuzun dışında gösteren bazan agresif, çekilmez bir insan yapan, insanlarla iletişimi zorlaştıran stresden uzak durmak, daha kaliteli yaşamak bizim elimizdedir…“Ben değerliyim“ dediğiniz zaman, stresin de verdiği zararlara karşı bilinç düzeyinizi arttırdığınız da, strese karşı ne gerekiyorsa yaptığınızı göreceksiniz…!
Herkese stressiz sağlıklı,mutlu günler dilerim.
Sevgiyle kalın
Profesyonel Koç
Derya Colaker
www.deryacolaker.com
Yorumlar