Birbirimizi ötekileştirmek aşamadığımız noktalardan biri olarak zaman zaman hayatın içinde karşımıza çıkıyor.Düşüncelerini açık açık dile getiren insanları hemen etiketlemeyi , yaftalamayı seviyoruz.
Anlamaya çalışmak çok önemli. Anlama derdimiz yok , aksine sustuğu an savunacağımız fikri yapıştırmak için sırada bekliyor gibiyiz.
Kendini anlatamamış, anlatmaktan yorulmuş insan yığınına döndük.
Sessizliğin kelimelerden daha çok kıymetlendiği bir dönemdeyiz
Aynı düşünmemenin, farklı bakış açılarına sahip olmanın ,farklı yaşamanın, farklı mücadelelerin ve çabaların normal olduğunu kabul etmiyoruz. Neden farklı bakış açılarından selamlaşamıyor,
farklı bir bakışı kabul edemiyoruz?
En kötüsü de üsluba dikkat etmeksizin , saygıyı fersah fersah aşıp kendi doğrumuzu dayatmaya çalışıyoruz.
İnsanın ruhsal dünyasını tarumar eden en yıkıcı duygulardan biridir anlaşılmamak…
Suçlamak suçu üstlenmekten daha cazip bir kaçış yolu insanoğlu için.
Dinlenilmeyen , neye ihtiyacı olduğuna kafa yorulmayan çocuk, içinde büyük bir boşlukla gezer kelimelerin kifayetsiz kaldığını düşündüğünde çekilir kendi kıyısına ve sessizleşir, çünkü anlatmak istedikleri adresine ulaşmadığı gibi ters tepiyordur.
Ve bu koca boşluk bağımlılıklarla yada bağımlı ilişkilerle doldurulmaya çalışılır.
Kendini anlatamamış, kabul görmemiş ,inancını sevgiyle oturtamamış kişi olarak sağlıklı mutlu bir hayat yaşaması ne kadar mümkündür?
Koşulsuz sevmeyi, anlamayı , dinlemeyi , göremediğimizden mi , kendimizi geliştiremediğimizden mi yaşanıyor bütün bunlar?
Kalbimizle dinleyip ,anlayabilmeyi ,anlaşılır olmayı niyet ediyorum.
Saygılarımla…
Yorumlar