Tarsus’ta yayın hayatını 22 yıldır düzenli olarak sürdüren Aratos felsefe dergisinin 129. sayısı yayınlandı. Adını Antik Çağ’da yaşamış şair, matematikçi ve gökbilimci filozof Tarsuslu Aratos’tan alan dergi gazeteci-yazar Uğur Pişmanlık tarafından yayınlanıyor.
Yerel bir yayın olmanın ötesinde olan Aratos derginin, 129. sayısının konu ve yazarları şöyle:
Yaşamak Direnmektir/Sunu (Uğur Pişmanlık), Düşündüren Karikatürler/Desenler (Ali Özenç Çağlar), Mutluluktu Hayallerinde Düşünen 2 (Adem Göçer), İnatçı Kadın İnatçı Eşek (Nazmi Bayrı), Acem Kızına Dörtlükleri Kim Dedi (Halil Atılgan), Mitosun ve Logosun Etrafındaki Hare Sinema (Havva Ağral), İşçi Sınıfı Kültürü (Asım Bezirci), Bilim İnsanı ve Aydın (Mesut Odman), Şeyh Ali Zubari’nin İstanbul Yolculuğu ve Tarsus Anısı (Uğur Pişmanlık), Toplumsal Kin, Nefret, Husumet, Garaz, Gaddarlık ve Şiddetin Tarihi Kökenleri ve Doğup Yayılmasında Dinin Etkileri: İsrail Örneği-4 Ahmet Ünal-32
Aratos Felsefe dergisi Yayın Yönetmeni Uğur Pişmanlık da derginin 129. sayının “Yaşamak direnmektir” başlıklı sunuş yazında şunları söylüyor:
“Mart ayı için pek çok şey söylenir. Örneğin; “Mart ayı dert ayı denilir”, “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” denilir. “Mart ayı, dert ayı” ya da “Mart çıkmadıkça dert çıkmaz” denilir. İşte 2025 yılının Mart ayı, dert ayı oldu. Diplomasız bir Cumhurbaşkanının, kendi diplomasızlığını aklı sıra ters köşe yapmak istercesine bir belediye başkanının diploması üzerinden karşı saldırıya geçti. Ancak yaşanan durum sadece bir diploma meselesi değildi. Ortada seçme-seçilme hakkının ve genel oy hakkının gaspı vardı. Gezi direnişinden bu yana geçen 12 yıllık zaman diliminde toplumdaki yoksullaşma, işsizlik, açlık, iktidarın başta işçi sınıfı olmak üzere tüm gençliğe ve emekçi halka yönelik baskı, zulüm, yasaklar ile pahalılık gibi uygulamalarına biriken tepki de işte bu diploma ve seçme ve seçilme hakkının ihlaline karşı büyük kitlesel eyleme dönüştü.
Türkiye’nin çok sayıdaki kentlerinde başta üniversite gençliğinin yer aldığı, sol, sosyalist partilerin, demokratik kitle örgütlerinin ve sendikaların katılımıyla milyonlarca insanın buluştuğu eylemlerle “yaşamak direnmektir” denildi ve iktidar protesto edildi.
Türkiye’de yaşanan haksızlıklara, adaletsizliğe, hukuksuzluğa yönelik olarak anayasal hakların kullanıldığı eylemlere, ülkenin sanatçı ve aydınları da destek verdi. Ne yazı ki iktidar, bütün çağrılara kulağını tıkamakla kalmadı, bütün eylemlere polis saldırısıyla karşılık verip başta gençler olmak üzere, yüzlerce eylemciyi gözaltına aldı.
Pişmanlık,"Emperyalizme hizmet eden ve Türkiye sermaye sınıfının çıkarlarını koruyan ve ülkeyi ekonomik anlamda çökertip, toplumsal ve kültürel yozlaşmayı yaratan bu gerici iktidara karşı ülkenin, gençlerinin, emekçi halkın ve aydınların verdiği onurlu mücadele bugün değilse de yarın elbette karşılığını bulacak ve bu karanlığa karşı aydınlığın eşit ve özgür cumhuriyeti kurulacaktır.”
Haber Merkezi
Yorumlar