Hepimizin bildiği gibi insanın yaşamsal organlarının en önemli olanı Beyindir.

Beyin, can damarımız  komuta merkezimizdir. O halde, komuta merkezimize yani beynimize saldıran kim ? Gelin haini birlikte arayalım..! Beyin iki yarım yuvarlaktan oluşan, beyin kabuğu ve iç bölge olarak kendi arasında ayrılan, 15 Milyar kadar sinir hücresine sahip, duygularımızı denetleyen, bilgilerimizi depo eden olağanüstü bir sistemin merkezidir. Olağanüstü yapıda olan beynin zeka fonksiyonları, düşünce kontrolünü eline geçirdiği zaman, kendimiz için en iyiyi ve doğruyu bulabilme gücünü de elimize geçirmis oluyoruz. Diğer yanda, beynin duyguları denetleyen kısmında kontrolsüzlük olduğu zaman, yanlış tercihler yapmaya başlarız. Yani bana göre,  beyin kontrolsüz düşünce sistemi ile kendine saldırı düzenleyen bir organdır..! Bu durumda hain, beyin tarafından kontrol edilemeyen düşünce sistemidir..! Düşünce sistemi beynin bir foksiyonu olduğuna göre hain`in tetikçisi de Beyindir..! Biraz karmaşık değil mi…Beyni, kendi kendinin tetikçisi olmaya zorlayan da, insanın günlük hayatta yaşadığı tüm olaylara yüklediği anlamlarla yaşadığı zihinsel ve ruhsal yorgunluklarıdır..! Beyni yormamak, beyin hücrelerinin zinde kalmasına, dolayısı ile sağlıklı düşünmeye olanak verirken, yorulan beyin kontrolü kaybedecek ve zihinsel durgunluk yaşayacaktır. Yorgun bir beyin, sağlıksız organlara da zemin hazırlayacaktır. Organlar görevini yerine getiremeyince ruhsal sorunlar baş gösterecektir. Bu durumda saldıran da biz, saldırya maruz kalan yine biz…! diyebiliriz.

Insanda da beyin ve ruh ilişkisi arasındaki denge, buna bağlı olarak sağlıklı organlara sahip olmak, güçlü sistem bütünlüğü, yaşamsal süreci de uzatacaktır. Zihinsel yorgunluk ve ruhsal çıkmazların artması durumunda ise, insan denen varlık ne yazik ki bir dağılmayla karşı karşıya kalacaktır. Bu dağılma insanın yaşama karşı gücünü zayıflatacağı için, bütünde mutsuz insanlar ve o insanların oluşturduğu evren de huzur kalmayacaktır.

             Bunun için yapmamız gereken en önemli unsur, meseleri zihinde büyütüp, düsünce sisteminde kaos ortamına zemin hazırlamak yerine, çözüm odaklı düşünmeliyiz. Tıpkı taş-kum-su örneğinde olduğu gibi önce büyük taşları kavanoza yerleştirip, tasların arasına kumu, sonra da kavonoza suyu dökmek gerekir. Önce suyu koyarsak, taşları koyduğumuzda su taşacaktır..! Sorun vardır, fakat sorunları en ağırından hafife doğru çözme becerisi elde edenler, beynini yormadan sorunlardan kurtulacaktır. Günlük yaşamda her olaydan beynimiz etkilenir. Rutinleşmiş kötü alışkanlıklardan, özellikle sigara ve alkolden uzak durmalıyız. Aşırı alkol tüketimi, MS de dahil olmak üzere farklı bozukluklara ve nörolojik iltihaplara sebep olmaktadır. Ayrıca alkol geçici kimyasal dengesizliğe yol açar. Uzun bir süre yüksek miktarda kullanıldığında ise beyinde yapısal değişikliklere sebep olmaktadır. Çoğu alkolik hasta üzerinde yapılan çalışmalarda MR sonuçlarına bakıldığında beyin hacminde azalma tespit edilmiştir. Yedigimiz gidalara dikkat etmeliyiz. Sağlıklı gıdalar tüketmeliyiz. Sağlıklı beyin ve uzun bir yaşam için abur cuburdan vazgeçmeliyiz.  Aşırı yeme, aşırı zayıflama, zayıf hafiza, öğrenme problemleri, hatta depresyon dahi çok fazla şeker tüketimine bağlı olduğu söylenmektedir. Öyleyse fazla seker tüketimine de son vermek gerekir. Her sabah zihinsel performansın artması ve zinde bir beyin için mutlaka kahvaltı yapmalıyız. Sağlıklı bir kahvaltı ile vücudunuz güne yenilenmiş olarak başlar, yüksek enerji ve daha fazla zihin uyanıklığı ile daha verimli bir gün geçirebilirsiniz. Beynimizin düzgün çalışması için önemli miktarda oksijene ihtiyacı vardır. Beyni kirli havadan korumalıyız. Kirli hava beynin işlevini düşürür, oksijen alımını bozar ve en kötüsü beyin gerçekten fiziksel olarak değişebilir…Düzenli uyku uyumamız gerekir. Uyku vücüdumuzu tamir eden, tüm organların yeni hücreler üretmesini sağlayan bir süreçtir. Uzun süre uykusuz kalan insanlarda beyin hasarı oluşmaktadır. Bunun sebebi beyin uyurken üretmesi gereken yeni hücreleri üretememesi ve beyin sinir hücrelerinin beyinle iletişimini düzgün kuramamasıdır. Beynimizin de kaslarımız gibi egzersize ihtiyacı vardır. Bulmaca çözmek gibi diğer zihin uyarıcı eğlenceli oyunları tercih etmek size daha fazla yaratıcılık sağlayacaktır.

           Beyninizi sevmeye başlayıp, onunla ilgilenmeye başladığınızda, yorulmaması için elinizden geleni yaptığınızda,  düşünce yolunuzun berraklaştığını siz de kolaylıkla farkedeceksiniz.

Böylece hayattan keyif alacak, dolayısı ile sağlıklı bir bedene ve dogru kararlar alabilen zinde bir beyine sahip olacaksınız.

Sevgiyle kalın, Mutlu kalın.

Profesyonel Koç

Derya Colaker

www.deryacolaker.com