banner68

banner101

banner108
25 Nisan 2024 Perşembe

Miting havasında açılış

GÜRAY GÖKAL YAZDI EVLİLİĞİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI

14 Şubat 2020, 12:14

 İnsanlar hayatlarında sevebileceği, güvenebileceği birine her zaman ihtiyaç duyarlar. Bulduklarında da hayatlarını birleştirmek isterler. Bazen yanlış kararlar alırlar bazen de doğru kararlar...

            Evlilikler yalnızca düğün merasimleri, anılar veya evlilikten sonraki birkaç yıl değildir. Bir ömür boyu süren ve sizin tüm yaşantınızı değiştiren kutsal müesseselerdir.

            Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) evlenme ve boşanma istatistiklerini incelediğimizde Türkiye’de son 10 yılda evlenenlerin sayısında görülen düşüşe karşın, boşanan çift sayısının yüzde 28,9 arttığını görürüz.

            Evlilik uyumunda, eşlerin evlilik problemleri henüz ortaya çıkmadan eğitim almalarının önemi bütün dünyada bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur. “Marriage Education for a Better World”, “Daha İyi Bir Dünya için Evlilik Eğitimi” gibi birçok ülkenin katıldığı uluslararası farklı projelerde Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir.

            Bana evliliğe karşı mısın diye sorarsanız tabii ki hayır derim.  Ben, birbirini sevmeyen karı ve kocalara karşıyım. Ben aynı evin içinde mutsuz ve yalnız yaşayan çocuklara karşıyım. Ben sevgisiz evlere karşıyım...

            Bu nedenle, hayatınızı birleştirmeyi düşündüğümüz kişi, hayatımızın geri kalanını gerçekten paylaşmayı arzuladığımız biri olmalıdır.

            -Evlilik sistemleri kuramlarının tarihini incelediğimizde görüyoruz ki geçmişte ve günümüzde devam eden ritüeller, yanlışlar, doğrular, gelenek ve görenekler de halen devam etmektedir. -

            Evlilik veya nişan için yüzük takmanın tarihi Eski Mısır’a kadar dayanıyor. Antik Mısır’da halka ve ortasındaki delik sonsuzluğu simgeliyordu. Evlenen ya da nişanlanan çiftler yüzük takarak sonsuz bağlılığı kanıtlamış oluyorlardı. Tabii ki Mısır’da ölümden sonra yaşama inanış olduğunu varsaydıkları için bu sonsuzluğa önem veriliyordu.

            Eski Roma’da ise yüzük takmak daha çok aidiyet ve bağlılık anlamına geliyordu. Bu dönemde yüzükler genelde demirden yapılmaktaydı. Anlamı ise evliliğin sağlam ve güçlü olması idi. İlk Hristiyanlarda yüzüğü hem erkek hem de kadın takmaya başladı. Bu, kalplerin birleşmesi demekti.

            Savaşa giden erkekler yüzük takarak, evde kendilerini bekleyen birinin olduğunu hatırlıyor ve böylece depresyona girmekten kendilerince kurtuluyorlardı. Yani o dönemde yüzük takmak, manevi ve psikolojik bir rahatlama yolu olarak kabul edilmekteydi.

            Antik Roma’da ise evlilik bir alışveriş gibiymiş. Çeyiz ve hediye vermek gibi günümüzde de geçerli olan gelenekler varmış. Bilinen ilk evlilik belgesi Mezopotamya topraklarında bulunmuş. Belgede 14 yaşında bir kız, 6 inek karşılığında bir erkeğe verilmiş. Buna da bir nevi başlık parası diyebiliriz.

            16. yüzyılda İngiltere ve Fransa’da beyaz gelinlikler kullanılmaya başlanmış. O dönemlerde Türkiye’de köy düğünlerinde kırmızı duvaklar kullanılmış. Bu gelenek halen devam etmektedir.

            Düğünde gelin ve damadın başından bir şeyler dökmek evrensel bir gelenek. Bereketi simgeleyen buğday ve gül ise en önemlileridir.

1660’larda İngiltere Kralı II. Charles ilk olarak çok katlı düğün pastası yaptırmış. Böylece gelin pastası da bir gelenek haline gelmiş.

            “Güzel ve mutlu zamanlar güzel bir pasta gibidir; herkes sever ve büyük bir hızla yenir. Fakat zor zamanlarda insanların birbirine sahip çıkması gerekir. Sevdiklerinizle beraber mutlu, umutlu ve güzel yıllar geçirmenizi dilerim.”

 Sevgi İle

Güray Gökal

Kişisel Gelişim Uzmanı

Yazar & Eğitmen

    Yorumlar

Yeni Sitemizi Nasıl Buldunuz?

EN ÇOK OKUNANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
E-GAZETE
  • Guncel Haber Tamsayfa.Net - 17 Şubat 2021 Manşeti
ARŞİV