banner68

banner113
19 Ağustos 2025 Salı

CHP’Lİ BAŞEVİRGEN: “ERDOĞAN’IN EKONOMİ POLİTİKALARI VATANDAŞI FAİZE ÇALIŞTIRIYOR...”

Gelin-Kayınvalide..!

04 Mart 2016, 14:27

 Gözümüzden sakındığımız, karnı tokken doyduğumuz, yatarken bin kez odasına girip üstü açıldı mı diye baktığımız, yürümeye başlarken düşüp bir yerini incitmesin diye, peşinde adım adım dolandığımız çocuklarımız...Okul dönemlerinde girdikleri her sınavda ağzımızda dua, çektiği heyecan yüreğimizde beklediklerimiz...Ergenlik çağına geldiğinde, aslında bedensel ve ruhsal değişimine karşı öfkeli hallerine, hayatın sonu gibi algıladıkları eften püften meselelere verdikleri tepkilere sabırla yaklaştıklarımız...Mezuniyetinde diplama töreninde gururla gözyaşlarına boğulduklarımız...ve nihayetin de evlenme zamanı geldi, artık evlense de bir yuvası olsun, çoluk çocuğa karışsın diye dua ettiklerimiz... Onlar büyüyorlar ve tek tek yuvadan kanatlanıp uçuyorlar..! Kanatlanıp uçan yavrularımızın yeni hayatında gereksiz müdehalelerden sakınarak, o hayatın artık sadece dışarıdan destekçisi olmayı kabul etmeyi becerebildiğimizde de biz büyüyoruz..!

Bu kabullenme sürecini babalardan çok anneler zor atlatır...Annelerin emzirme ile başlayan bağlanma süreci, çocuk büyüdükçe bağımlılık hali alan anne-evlat ilişkisi , evden ayrılma vakti geldiği zaman yerini büyük bir boşluğa ve eksikliğe bırakıyor...Anne, en yakın arkadaşını, dostunu, kuzusunu, hele hele bir başkasına teslim ederken çok zorlanıyor...Özellikle erkek annesinde zorlanma cok daha yoğun oluyor. Mesela her erkek annesinin, eli ekmek tutan oğlunun bir gün evlenip, iyi kalpli bir kız ile evlenmesi en büyük hayallarinden olmasına rağmen, ne oluyorsa, oğlu bir kız bulup „işte anne bu benim evleneceğim kız..“ diye karşısına çıkardığında, o an için kendisinin bile tanımlayamadığı garip bir duygu ile, hiç tanımadığı bu kıza karşı itici bir güç ve içinde kaygılar oluşmaya başlıyor...Peki ne oluyor da her gün oğlumun da mürüvetini görsem diye dua eden anne, oğlu evlendikten sonra gelinin yaptığı her harekete dikkat edip, mercek altına yatırıyor. Yuva kurmasını bu kadar arzulayan anne neden gelin adayında veya gelininde bir eksiklik arıyor...Bilinçaltında onu zorlayan duygu ne ? esasen o değilmiydi bir an evvel yuvası olsun çocukları olsun diyen…kendi ile çelişen bu durum niye ?

 Bu durumun elbette bir açıklaması var: Erkek annesi oğluna çok düşkün olur. Karşı cinslerin çekim gücünün en yoğun yaşanan modelidir aynı zamanda…Bir yani evlensin derken, diğer yani oğlunun ona olan sevgisinin bölüneceği kaygısı, onu eskisi gibi sevemeyeceği bunun için vakit dahi bulamayacağı duygusu içini kemirdiği için huzursuzdur…Bazı gelinler ise, kocası annesine iç çıkışı uğrasa, aile biraraya toplandığı anlarda ana-oğul sevgi ile sarılsa malasef kıskanabiliyor…Kayınvalide-Gelin ilişkilerinin bozulmasının temelinde, işte bu yularını koparmış Paylaşamama duygusu, iki kadını birbirinden uzaklaştıran nedenlerin başında geliyor..! Öteyandan anne aynı zamanda kadındır…Ve diğer bir kadını rakibi gibi görebiliyor… Annelik duygusu ile kadınsal ruhun çekişmesi gırdabıdır aslında…Anne tarafı oğlu evleniyor yuva kuruyor diye mutluluktan içi içine sığmazken, kadın tarafı matem tutmaktadır…işte bu sıkışma bir oğlan annesinin gelinine karşı  kötü kayınvalide şeklinde yansımasına neden oluyor...!

 Erkek annesi, oğlunu doğdugu günden evlendiği güne kadar kontrol etmeye, ona hizmet etmeye alışmıştır…Gelinin oğluna onun gibi iyi bakamayacağını düşünür. Yemek saati , uyuma saati, okula gitme saati, oğluna ait herşeyi yıllarca belirleyen kontrol eden anne, artık onun günlük programlarını değil kontrol etmek bilemeyecektir bile…bu kontrol mekanizmasının elinden gitmesini kabul etmek onun için en zor olanıdır…Bir anlamda oğluna bağımlılık yaşayan anne için bağımlılıktan kurtulmak kendi duygularını sakinleştirmek zaman alabilir…Bu durumu neredeyse her anne yaşar…ama bilinç düzeyi yüksek, hayatın gerçeklerini özümsemiş, evladının ona ait olmadığını, görevinin onu büyütmek ve kendi kanatları ile uçmaya başladığı andan itibaren sadece ihtiyacı olduğu anlarda yanında olması gerektiğini bilen anneler, ikinci bir evlat sahibi olduğu için gelinini sevgiyle kucaklamayı seçer..! Kayınvalide ünvanı almış bir anne, oğlundan beklentiyi abartmazsa, geline karşı sevgi ve anlayışı beslerse, nesiller arası farka entegre olmayı becerebilirse, yıllar yılı mutlu evlikler ve aile yapıları güçlenerek kale gibi sağlam bir zemine oturur…Elbette, gelinlerin de, sevdiği adamın ailesini kendi ailesi gibi benimsemek, sevgiyi, saygıyı ve hoşgörüyü samimiyetle onlara hissettirmesi gerekir…Yüzyıllar boyu süregelen Gelin-Kayınvalide çekişmesi, çok şükür ki nesiller arası farklılıkların daha iyi özümsenmesi, insanların son yıllarda kişisel gelişimlerine yaptıkları katkılar ve kendini tanıma gayretleri sonucu daha doğru bir zemine oturdu…Hayatı kolaylaştırmanın, huzurlu yaşamanın yolu, karşımızda kim olursa olsun, hoşgörü ve sevgi ile yaklaşmaktan geçer...!

Bir hikaye ile yazımı sonlardırmak istiyorum…

Çin de geçtiği söylenen bir öykü bu: Çinli bir gelin ve kayınvalide aynı evde yaşarlar…Yukarda bahsetigim ön yargı - kaygılar nedeniyle olumsuz başlayan ilişkileri gün geçtikce çekilmez hal alır…geçinemezler birbirlerini sürekli iğneleyen mutsuz bir hayatın içindedirler…Gelin kocasını çok sevdiği için ayrılmak istemez ama kayınvalidesine de artık katlanamaz hale gelir…Bir gün babasının en yakın dostu ilaç/iksir yapan Chan amcasının yanına gider. Ağlayarak hıçkırıklar içinde, „ Chan amca sen benim babam gibisin babam ölünce beni sana emanet etti. Ben artık dayanamıyorum sana yalvarıyorum bana bir zehir yap, ben kayınvalidemin yemeklerine koyayım ve ancak o ölürse ben huzur bulucağım der „ Chan amca manevi kızının acı çektiğini ve kararlı olduğunu görünce onu ikna etmenin konuşmakla olamayacağını anlar ve ona bu zehiri hazırlayacağını, iki gün sonra gelip alması gerektiğini söyler. Iki gün sonra çinli gelin Chan amcasının yanındadır…“ zehirli iksiri almaya geldim Chan amca“ der…Chan amca ikisiri küçük bir cam şişede uzatırken „ Bak kızım bu zehir çok tesirlidir..her gün üç ay boyunca yemeklerine bir damla koymalısın sakin ikinci damlayı koyma, üç ay sonra aniden kalp krizi geçirip ölecektir. Haa bu arada kayınvaliden sana ne kadar kötü davranırsa davransın, sen ona hep iyi ve güleryüzlü davran, çünkü zaten üç ay sonra ölecektir…eğer aranız bozuk olmaya devam ederse, senden şüphelenirler, ama sen aranı düzeltirsen üç ay sonra öldüğünde kimse senden süphe etmez“ der…

 Zehiri alan gelin „Tamam „ der ve eve gider..Her gün bir damla kayınvalidesinin yemeğine zehirden koyar, ama bu arada Chan amcasının dedikleri kulağındadır ve her sabah „ Günaydın anneciğim, bugün nasılsın seninle biraz vakit geçirelim mi „ gibi samimi bir tavır, kız evlat gibi iyimser bir davranış sergiler…

Gel zaman git zaman kayınvalide de gelininin bu sıcak yaklaşımına olumlu yanıt verir ve öz kızı gibi onu sevmeye başlar…Daha 3 hafta olmuştur ama iki ana kız olan gelin kayınvalidenin ilişkisi mükemmel bir hal almış, eve huzur gelmiştir…Gelin dayanılmaz bir acı ile tekrar Chan amcasının yanına koşar. „ Chan amca ben vazgeçtim, biz kayınvalidem ile çok iyi anlaşıyoruz, ne olur hemen bu zehirin tesirini yok edecek bir panzehir yap, ben annemin ölmesini değil yaşamasını istiyorum, çok pişmanım „ der…Chan amca dan yanıt gelir:

„ Sevgili kızım, sana zehir diye verdiğim sadece bir vitamin ikrisiydi…bak gördün mü sen nasıl yaklasırsan, karşında ki de sana öyle yaklaşır…Sevgi sevgiyi…kin nefret, öfkeyi kötülüğü beraberinde getirir..“ der…

 

 Sevgiyle, Mutlu Kalin...

Profesyonel Koç

Derya Colaker

www.deryacolaker.com 

    Yorumlar

banner112
Yeni Sitemizi Nasıl Buldunuz?

EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
E-GAZETE
  • Guncel Haber Tamsayfa.Net - 17 Şubat 2021 Manşeti
ARŞİV