Gün içinde işte, evde, yolda, yaşamın her alanında insanlarla iletişim içindeyiz. Durmadan konuşuyoruz, anlatıyoruz ...Bazan anlaşılıyor bazen hiç anlaşılmıyoruz..ama yine de birileriyle sürekli konuşuyoruz...dialoglarımız neredeyse hayatımızı oluşturuyor...Evimizin huzuru ev halkı ile kurulan doğru dialog ile sağlanıyor, keza iş hayatı da öyle...gittiğimiz marketin kasiyeri, içtigimiz kahvenin yediğimiz yemeğin sunumunu yapan garson, karşılaştığımız herkes ile dialog içindeyiz...mesele gerçekten doğru dialog kuruyormuyuz ?

   Karşılıklı konuşurken anlaşılmak, ifadelerimizin çarpıtılmadan karşı tarafa geçtiğini hissetmek, uzun uzun bir konuyu tartışabilmek, iletişimin keyfini çıkarmak, konuşa konuşa çözümlere odaklanmak harika bir duygu iken coğu zaman sinirleniyor , konu herneyse kalkıp gidiyoruz...Acaba söylemek istediklerimizi gerçekten daha açık ifade mi edemiyoruz, ya da karşımızdaki kişiyi yeterince dinlediğimizi mi sanıyoruz... Dialog kurarken yanlışlanan ile doğrulanan kişi arasında bir savaş olduğu zaman, birbirini anlamak ve netice almak imkansız hale geliyor...Benim ve bir çok uzmanın da savunduğu gibi, insanlar çoğunlukla en büyük hatayı birbirini dinlemediği için yapıyor...Dünyanın neresine giderseniz gidin insanları önemsemenin ve samimiyetle ona odaklandığınızın tek göstergesi onları can kulağı ile dinlemektir. Kimse sizinle konuğurken sizin ne kadar cok bilginiz oldugu ile ilgilenmez, daha çok sözlerinin kesilmeden onları dinleyip dinlemediğinizle ilgilenirler...Oysa çoğu insanın kendini ifade etmek kendi düşüncelerini karşısındaki kişiye empoze edebilmekle ilgili telaşları vardır...dinler gibi görünüp nefes almadan  konuşmak diyalog değildir...karşıdaki kişiye fırsat vermemek, olumsuz bir diyalogun başladığının habercisidir. Insanlar onlarla konuşurken, “ ben, benim bana..” gibi kendinizi ön plana atan egonuzun tavan yaptığı kelimelerle kurduğunuz cümlerden sıkılırlar...daha çok “ bunu mu söylemek istiyorsun...söylediklerinden anladıklarım şunlar... doğrumu anlamışım...” gibi geri bildirim yaptığınızda kendini önemsenmis hissedecek ve en karmaşık sanılan meseleler bile bu güzel uyum içinde çözüme ulaşacaktır...Insanlar, karşılaştığınızda isimleri ile hitap edilmesinden hoşlanırlar. Tanıştığnız bir kişinin ismini iyi dinlemek ve bir daha karşılaştığınızda ismi ile hitap etmek, ismini hatırlamak olumlu etkileşimlerden biridir. Herkes konuşur ancak her insanın farklı konuşma, sesini tonlama ve ifade ederken seçtiği kelimeler vardır...Karşımızdakinin konuşma tarzını anlamak ve iyi analiz ederek, onunla gerçekten aynı tonla yavaş ve sakin konuşmak, iyi bir dialog süreci yaşatacaktır. Bir konu üzerinde size soru soruluyorsa, hemen yanıt vermek yerine biraz sessiz kalmak ve düsünmek, karşıdaki kişi sizin ona değer verdiğinizi düşünecek.., siz de bu sesizliği en dogru yanıtı vermek için düşünme süreci olarak kullanacaksınız...Konuşulan konu herneyse net ve kısa konuşmak odaklanarak cümleler kurmak doğru iletişimin en belirgin araçlarından biridir. Lafı dolandırmaktan ya da bir cümlede ifade edeceğiniz konuyu dağıtarak kafa karıştırmaktan vazgeçmek doğru olandır...Nereye giderseniz gidin kiminle karşılaşırsanız karşılaşın, ilk izlenim çok önemlidir. Karşınızdaki kişiye her zaman gülümseyin, giyiminizdeki temizlik ve kendinize verdiğiniz önem karşınızdakine de gösterdiğiniz saygıyı temsil edecektir. Tokalaşırken samimi ve aynı şekilde elini sıkın. Nazik ve kibar olmak karşımızdaki insanı herzaman etkiler. Anlatmak istediğiniz konu herneyse, başınızdan geçen bir olay veya konuya uygun bir hikaye seçerek anlattığınızda akılda kalıcı etkisi olacağı için, karşıda ki kişi unutmayacak, anlattığınız hikaye ile konuyu özdeşleştirecektir..

    Bütün bunları yaptınız ama karşınızdaki kişi çok zor dialog kurulan biriyse, peki o zaman ne yapılmalı diye sorduğunuzu duyar gibiyim..! Hiç de haksız değilsiniz..! Biz kendi payımıza düşeni yapsakta, bazan gerçekten insanı çileden çıkaran çok zor dialog kurulan insanlar mutlaka var. Bilgisi, eğitimi deneyimi eksik olmasına rağmen kendisini çok iyi sananlar, sizin performansınızı şevkinizi düşürmek için zor tavırlar takınanlar, öncelikleri belirlemede zayıf olanlar, hatasını olgunlukla kabul etmek yerine sürekli kendini savunup temize çıkarma derdi olanlar, ya da hiç konuşmayan lafı ağzından cımbızla almak için can çekiştiğimiz insanlar, yavaş düşünen yavaş hareket eden insanlar, yanlış anlamakta ısrar ederek işleri karıştırmaktan baska birşey yapmayan insanlar, konuşurken size önem vermediğini hissettiğiniz saygısız kişiler, sadece kendi yaptıklarını önemseyenler, komplekslerine yenik düşen ve gerşeği görmemekte ısrar edenler, olaylara kendini tatmin edecek cümlelerle açıklama getirenler, sürekli etrafındaki herkes üzerinde kontrolü elde tutmaya meyilli insanlar, empati yapamayan ve her zaman ben haklıyım diyenler, ne yazik ki var. Evet bunlar var ve olmaya da devam edecekler, fakat hayatımızı daha huzurlu hale getirmek için, kılıçları kuşanıp, saldırıya geçmek hiç bir zaman çözüm olmayacaktır. Belirttiğim bu özelikleri taşıyan agresif ve saldırgan tavırlı insanlara sakin ama kendinizden emin bir tavırla, asla meydan okumayan tam tersine yeteneklerini överek arada hatalarını kendilerinin ortaya çıkarmasını sağlayan sorular sorun. Özgüveni eksik olan bu insalara karşı savunmacı davranmayın, tam tersi hiç kimsenin görmediği bir bakiş açısı ile baktığını söyleyin ki, kendine olan güvensizliğini yenebilsin... Onları dinleyin ve asla sıkı bir tartışma ortamı yaratmayın. Onu anladığınızı sık sık ifade edin. Saldırgan tavırlı insanları sakinliğiniz ve onu değişime karşı motive eden kelimelerinizle şasırtın.

Sevgiyle kalın, Mutlu kalın.

Profesyonel Koç

Derya Colaker

www.deryacolaker.com