Merhaba değerli okurlar…
İnsan ilişkileri içinde en çok yönetmek zorunda olduğunuz durumun ne olduğunu hiç düşündünüz mü?Peki yaşantınızdaki en büyük stres kaynağının ne olduğunu?
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki insanda en çok stres oluşturan durum, ilişkiler…İş hayatı, sosyal hayat ya da özel hayatımızda hep diğer kişilerle biraradayız. Çünkü toplumsal bir varlıktır insan ve insansız yaşaması pek mümkün değil. Ne seninle ne sensiz misali aynılıkların içindeki farklılıkları tolere edebilmek de bir beceri işi…
İnsan organizması gün içerisinde sürekli iç ve dış etkenlerle etkileşim halindedir. Her an aldığı uyaranlar belli bir sınırı geçtikten sonra organizmanın uyumunu bozar. Bu da organizmanın yapısını ve işlevini bozar. Bozulan yapıyı onarmak için, organizma uyum, denge ,düzen arayışına girer. Buna biz stres diyoruz.
Yeni ortamlar, yeni insanlar… Organların çalışması, kasların gerilmesi ve gevşemesi, salgılar vb. Stres, yaşam sonucu ortaya çıkan normal ve gerekli bir süreçtir. Stres, bireyler üzerinde etki yapan ve onların davranışlarını, başka insanlarla ilişkilerini etkileyen bir kavramdır. Stres, durup dururken ya da kendiliğinden oluşan bir durum
değildir. Stresin oluşması için insanın içinde bulunduğu ya da hayatını sürdürdüğü ortam ve çevrede meydana gelen değişimlerin insanı etkilemesi gerekir. Ortamdaki değişmelerden her birey etkilenir ancak, bazı bireyler bu değişmelerden daha çok veya daha yavaş etkilenmektedirler. Stres, insanın yaşadığı ortamda meydana gelen bir değişimin veya insanın ortamı değiştirmesinin onun üzerinde etkiler bırakması ile ilgilidir. Etki altında kalan insanın kişilik özelliklerinin, bu etkilerin tesiri altında kalma derecesini etkilemesidir.
Stres oluşumunda birçok çevresel faktör, rol oynamakta ve stres yaratıcı ortam
oluşturmaktadır. Günümüzde çalışanlar ve yöneticiler çok rekabetli, değişken, belirsizlik ve hatta muğlaklığın hâkim olduğu iş ortamlarında çalışmaktadırlar. Özellikle stres yaratan faktörler, yönetici ve çalışanların kontrol altına alamayacakları nitelikte, diğer bir değişle, yakın ve genel çevre koşullarından kaynaklanmakta ise, yönetici ve çalışanlar bu ortamlara özveri ve uyum göstermekte zorlanmaktadırlar. Kendi plan ve programlarını düşündükleri gibi gerçekleştiremeyen ve dış koşulların zorlamasıyla değiştirmek zorunda kalan insanlar büyük stres ya da gerilim yaşamaktadırlar.
Vücudumuzun bu yeni duruma uyum süreci rahatsız edicidir. Uzun süreli devam ederse fizyolojik, psikolojik ve zihinsel olarak çöküş başlar. Aslında stres bizi yönetirmiş gibi görünse de biz stresimizi yönetip onu bir avantaja çevirebiliriz .İşe önce fark ederek başlamak önemli tabii.. Stresi kontrol etmenin ilk adımı, stresin farkında olmaktır. Yapılması gereken, bireyin kendi fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal özelliklerini iyi analiz etmesi ve normal dışı durumlardaki bu belirtilerin farkına vararak stres yaratıcı durumla en iyi şekilde başa çıkabilmesidir.
Unutmamak gerekir ki stres yönetimi uygulama ve eğitimlerinin amacı stresi tamamen ortadan kaldırmak değil onu bireyin kontrol altına alma becerisi kazanmasını sağlamaktır…
Yorumlar