Özellikle havaların da soğuması, yağışların başlaması ile parklara rağbet azaldı. Peki çocuklar için güvenli oyun alanları nasıl seçilir?
Aslında işin özünde çocuğun hareket edebileceği kadar yalın, renklerin onu yormayacağı kadar sade, nefes alabileceği kadar ferah, havadar, iyi hissedebileceği kadar gün ışığı alan, sosyalleşebileceği ama tıkış tıkış olmayacak kadar sayıda çocuk ile bir alan hayal etmenizi istiyorum.
Buna bir de vizyon katalım; yaratıcı becerileri güçlendirecek bir oyun alanı olsun, hayal gücünü de desteklesin.
Artık neredeyse her kafenin oyun alanı var fakat üzücü olan nokta, ağzına kadar oyuncak ile dolu olması.
Çocuk sıkılmasın, yüzlerce oyun eşyası içinde bir oraya bir buraya koştursun mu peki? Peki çocuğunuzun yaş grubuna uygun mu bu yüzlerce oyun eşyası? Mesela pilli oyuncak var mı? Varsa pil girişleri vidalı mı? Bu oyun eşyalarının sertifikasyonlarından emin miyiz? Oral dönemi devam eden çocuk için, oyun eşyalarının boyaları güvenli mi? Minik parçalar içeriyor mu?
Önemli olan noktayı kaçırıyoruz. İKEA'nın restoran bölümünün oyun alanına bakalım, 3-5 oyun eşyası - genelde dokunsal uyaran sağlayan peluşlar ve ahşap oyun eşyaları ile bulmaca-bilmece duvar panelleri (busy board) ve işte bu kadar.
Çok fazla oyun eşyası ile dolu olan, ışıklandırması yoğun AVM spotları ile sağlanan oyun alanları, çocuğa aşırı uyaran sağlar. Bu da dikkat konsantrasyon sorunları, uyaran eşiğinde tölerasyon problemleri, regülasyon (uyumlanma) problemleri, uyku ve iştah problemleri ve temelde huzursuzluğa sebebiyet verebilir.
Bir de kum havuzları var. Açık alanlarda bulunan kum havuzları ciddi toksoplazma riski taşırken, kapalı alanlarda da kullanıma bağlı olarak, bakteri ve virüslerin yuvası haline gelebiliyor.
Bu konuda ciddi bir değişime ihtiyaç duyuyor Mersin mekanları. Mimari tasarımın yanı sıra pedagojik yapılandırma da şart aslında. Biraz da bu tarafından bakalım oyun alanlarına. Bir farkındalık oluşturmak için hiçbir zaman geç değil…
Yorumlar