İletişim teknolojilerinin sunduğu olanaklar her geçen gün artmasına rağmen birçok sorunu ve çatışmayı da beraberinde getirmektedir. Toplumun ve ilişkilerinin çekirdeğini oluşturan aile ve bireylerinin ayrı ayrı televizyon izlemeleri, internette; arkadaşlık, sevgi, itiraf vb. paylaşımı yapmaları,bilgilenme yerine oyunlar oynamaları göz önüne alındığında, bireyin adeta yalnızlaştırıldığını, her şeyden yalıtıldığını ve kişilerarasındaki iletişimin sıcaklığından, güzelliğinden uzak, yapay ve sanal bir dünyanın içinde yer aldıklarını görüyoruz.
Sanal sosyal ortamlar; çoğu zaman kontrolsüz, konuşma ve yazma kurallarından çok uzak, yapay ve değişik konuşma simgelerini içeren, kendisini olduğundan değişik göstermeye çalışan kişilerin, değişik kişilik özelliklerini sergiledikleri alanlar oldu. Bu durum ise; insanı edilgen hale getirmekte ve kişilerarası iletişimin gittikçe bozulmasına, kopmasına, yok olmasına neden oluyor, insanları birbirlerine karşı yabancılaştırıyor.
Kendisine ve çevresine yabancılaşan insan, iletişim teknolojilerini kullanmasına rağmen; insan iletişimindeki temel öğeleri öğrenmediği için ilişkilerini sağlıklı yürütemiyor. Dolayısıyla çeşitli çatışmalar, ayrılıklar, acılar, öfkeler, başarısızlıklar yaşanıyor. Okumayan, bilgisayarının başında saatlerce oyunlar oynayan, televizyon dizilerinde oynayanları rol model alıp onlar gibi davranan, konuşa(maya)n, kendisini tanımayan, iletişimi ve becerilerini bilmeyen bir insandan kendisiyle, ailesiyle, çevresiyle, iş çevresiyle, öğretmenleri, arkadaşlarıyla ve sonucunda da içinde bulunduğu toplumla sağlıklı ilişkiler ve iletişim kurmasını bekleyebilir miyiz? Elbette hayır.. Bu bilgi ve becerileri kazanmak için kişinin çaba ve özen göstermesi, bilgi sahibi olmaya çalışması gerekir. Tam tersi durumdaysa anlaması, anlatması ve anlaşması, iletişim kurması ve sürdürmesi çok zorlaşacaktır.
İletişim varsa çatışma olması da doğaldır. İletişimdeki en büyük zorluk, hepimizin insan olması aynılığından hepimizin birbirimizden farklı olmamızın yarattığı çelişkidir. Bir İnsanı tanımak, duygu ve düşüncelerini bilmek, ikna etmek, algı, tutum ve davranışları üzerinde etkili olmak, ilişkiye girmek, etkilemek, yönetmek vb. yaşamımızın her anında var; kişilerle ya da içinde bulunduğumuz toplumla sürekli bir ilişki halindeyiz. Önemi yadsınamayacak bu ilişkiler düzeneğinin temeli iletişimdir. Gereksinimlerinin giderilmediği, uygarca konuşma ve tartışma becerisinin geliştirilmemiş olduğu toplumda, bir sorunu çözmek amacıyla başlatılan etkileşim, kısa sürede sürtüşme ve çatışmaya dönüşür. İletişim çatışmalarının , iletişimden daha fazla hayatımızda olduğu ve hem kendi dünyamızda hem ülkemizde hem de dünyada nice problemlere sebep olduğu düşünülürse ,ne kadar ciddi bir durumla karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Herkesle elbette aynı iletişimi kuramayız zira her insan, her olay, her durum birbirinden farklıdır. Buna rağmen benliğimizi koruyarak ortak bir dil oluşturabiliriz. Bu da iletişimi bilmekle mümkün.. Demem o ki iletişim varsa çatışma da var..Ancak çözümü de var..
EDLAN BOSTANCI
İletişim Danışmanı/Eğitmen
Yorumlar