Mağduriyet durumu içinden yapılan bir kadın tarifinin yanında modern kadın, geleneksel kadın, batıdaki kadın-doğudaki kadın, çalışan kadın-çalışmayan kadın, eğitimli kadın-eğitimsiz kadın gibi ayırımlarla da kadınlar kategorize edilebiliyor…
Halbuki BİZ KADINIZ;
Doğuran, üreten, yaratan, temizleyen hayatın sakin yanıyız.
Savaş değil, barış için varız; Savaşı çocuklarımız ve sevdiklerimiz için tercih edeniz…
Yuvayı yapan, ailenin asıl direğiyiz..
Sevginin ve güzelliğin adı bizleriz…
Değişimin adıyız.. Yerinde duramayan, üreteniz. Aydınlanma ve çağdaşlaşmaya ilk ayak uyduranlarız.
Kadın olmak akıldır, samimiyettir, iyi düşünmektir. Saflığın, aşkın, duygunun adıyız.
Evlat, kardeş, eş ve dostuz; desteğiz.
Türkiye Cumhuriyetini erkeği ile omuz omuza cephede ve cephe gerisinde vatan yapanız.
Aydınlanma Devriminin en önde giden anlatan, anlayan neferleriyiz.
Evet, Işığız, aydınlanır ve aydınlatırız.
Emeğin adıyız, biz Kadınız…
Türk Kadınları olarak iyi biliyoruz ki; şiddete, sömürüye, tacize, eşit haklara karşı mücadelemiz, Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatma mücadelesinden ayrı değil, eşdeğerdir. O zaman Türkiye Cumhuriyetine ve özgürlüğümüze sahip çıkmalıyız.
Kadın olmanın zor olduğunu biliyoruz ama ‘’mücadele’’ adımız ve varız: Atatürk Türkiye’sinde ömür boyu süren gururlu bir mücadelenin adıyız.
“Şuna inanmak gerekir ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” diyen büyük önderimiz Atatürk’ün izindeyiz.
Çünkü biz Türk Kadınları Atatürk Devrimlerinin yılmaz bekçileri olarak; sokakta, sanatta, mecliste, sahnede, fabrikada, sınıfta ve her yerde olmaya devam edeceğiz.
8 Mart direnişin, mücadelenin ve emeğin günüdür; kadınlara hediye alma, çiçek verme, indirim yapma günü değildir..
Kadın kadının kurdu değil canı, dostu, yoldaşı, desteği olmalı.
Eğer bir kurtuluş varsa, bunları yüksek sesle söylemekten geçiyor.
Birilerinin gelip bizi kurtarmasını bekleyemeyiz.
Birbirimize ilham vermeliyiz, dayanak olmalıyız..
ZİRA KADIN OLMAK , yürekli olmaktır…
Yorumlar