Geçenlerde danışanlarımdan biriyle telefonda sohbet ediyorduk.
Kızını sordum Nasıl? diye..
Bugün öğretmeni aradı dedi.
Hayr olsun diye cevap verdim.
Öğretmen kızınız ilk defa benim dersimden 48 aldı 3 soru cevaplamış ve kağıdı tamamen karalamış demiş ve danışanımı okula davet etmiş.
Evet dinliyorum dedim.
Gittim işte çok iyi İngilizcesi var her zaman 100 alır İngilizceden bu sefer aklı neye hükmettiyse 3 sorudan sonra kağıdı karalamış ve bazı resimler çizmiş öğretmeniyle konuştuk geldik dedi.
Peki kağıda ne çizmiş, karalama şekilleri nasıldı diye sorduğumda aldığım cevap beni çok şaşırtmasada kaygı içimi sardı.
Bir annenin bunu dalga geçer gibi anlatması ve önemsememesi içler acısı.
Kızı bir sürü girdap ve bebeğin karnına saplanmış bir bıçak resmi çizmişti.
Bununla ilgili sen ne biliyorsun diye sorduğumda anne; ne yani bununda suçlusu benmiyim yani? Dedi..
Ben öyle birşey demedim. Dedim.
Peki benim ne söylememi istiyorsun dedi.
Biz 5 gün sonraki seansımızı mümkünse yarına alalım kızımla birlikte olsun lütfen dedim.
Altından çıkanları tabiki bu platformda yazmayacağım.
Peki ben bu konuyu neden anlattım.
Bugün Mersin'de talihsiz bir olay yaşandı.
12 yaşında bir yavrumuz sınıf arkadaşı tarafından bıçaklanarak hayatını kaybetti.
Ve bıçaklayan çocuğun da hayatı bitti diyebiliriz.
Her iki ocağa da ateş düştü.
Mersin de yaşanan elim olay bana birden bu danışanımı ve kızını anımsattı.
Okullardan Ahlak bilgisi kaldırıldığında birden bire evlerden de kalkıverdi.
Ve hatta kişilik bozukluğunun temel öğesi öz saygı ve öz sevgi de tamamen yok oldu.
Dolayısı ile saygı sevgide ortadan kalkıverdi.
Ebeynlerin söylemlerine , davranışlarına ve yaşam tarzlarına daha çok dikkat etmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Kendi egoları ve hırslarını tatmin etmek uğruna bir çok evladımız paylaşımlı ve dokunsal sevgiyi göremez oldu. Bütün istek ve arzularını yerine getirdiğimiz de onları mutlu ettik sanıyoruz. Halbuki maneviyat tan uzak bir nesli ellerimizle besliyoruz. Bunun patlaması da kin ve nefret tohumları oluyor.Nurlar içinde yatsın minik yavrumuz.Her iki ailede yıkıldı ne diyecegimi bilemiyorum. Tek bildiğim biz büyüklerin bir silkelenip kendine gelmesi ve yetiştirdiğimiz neslin duygusal açlığının farkında olması gerektiği.
Başın sağ olsun Mersin….
Yorumlar