Başarı insanın içsel dünyasında çok büyük bir haz duygusu yaşattığı gibi, özgüveni inşaa etmede büyük rol oynuyor. Ayrıca insan takdir edilmeye ihtiyaçlı bir varlık olduğu için başarının getirdiği, dış dünyada kabul görmek, sevilmek, sayılmak gibi değerleri yaşamak kişinin ruhunu besliyor.
Başarılı olmak için motivasyonun tam olarak sağlanması gerekir. Başarı önce iç motivasyonun en sağlam noktaya taşınması ile mümkünken, dış motivasyon yani ödül, takdir, maddi manevi destek faktörleri de, kişiyi yapacağı işte ileriye götürmeye teşvik eden etkenleri oluşturuyor.
Bütün bunların en başında, başarının en önemli lokomotifi , hedef belirlemektir.
Hedefi olan insan, hedefine beynen, ruhen kitlendiği ölçüde başırı kaçınılmazdır.
Bu bazıları için başlangıçta kolay olsa bile, zamanla yolda çıkan engellere takılan kişi, beceremeyeceği inancı geliştirerek, kararlılığını sürdürebilirliliğini kaybeder, geri adım atar, ve hedefine ulaşmak onun için artık gerçekleşmesi mümkün olmayan, sadece bir hayal olarak kalır…
İşte tehlikeli olan da budur, yani PES etme eylemi..!
Pes etme eylemi genellikle yanlış yapmaktan korkma ic güdüsünün insanı esir almasından kaynaklanır. Oysa yanlış yapmayı doğruya giden yolda sadece aşılması gereken basamaklar olarak görmek, gercekten başarının anahtarı olacaktır.
Konu ne olursa olsun, ister hayalinizdeki bir proje, ister kişisel gelişiminizde varmak istediğiniz nokta olsun, yol boyu başarısızlık diye adlandırdığımız, sekteye uğramalar, yanlış karalar, yanılgılar elbette olacaktır. Bir hedefe giderken, alınan ilk yanlış kararın sonucu yaşanan başarısızlık da geriye çekilmek, asıl başarısızlığın ta kendisidir.
Çocuk doğar, emekler, yürümeye başlayınca önce eşyalara tutunarak tay tay durur değil mi? tutunduğu yerden düşer kafasını vurur, bir yerleri şişer, canı acır, ama ısrarla tekrar tutunur, defalarca düşer, yeniden kalkar…yeniden tutunmayı dener…
Çünkü tek istediği anne ve babasından bağımsız, kimsenin elini tutmadan özgürce yürümektir. Ve artık nihayetinde bir gün denge sağlar ve yürür…
Çocukların yanlış yapmaktan korkmadan hedefe yürürken, sergiledikleri cesarete herzaman hayran kalmışımdır…Çocuk bir kez düsünce, nasıl ki vaz geçmiyorsa, bir daha bir daha deniyorsa, bize hedefe gitme dersi veriyorsa, biz yetiskinler, yolda çıkan ilk engelde, ilk basarısızlık deneyimimizde vaz gecmek/pes etmek , yanlıs yapmaktan korkmak yerine, başarıya giden yolda tecrübe kazanmanın güzelliğini nasıl farkedemiyoruz ki…!
Sanıyorum, kısa bir hikaye ile bunu daha iyi tasvir edebilirim.
Bir gün bir bilgeye hayatındaki başarısızlıklardan şikayetçi olan bir kimse gelir.
Bilgeyle bu adam arasında şöyle bir konuşma geçer:
-Efendim ben hayatımda sürekli olarak başarısızlık yaşıyorum. Sizce başarının sırrı nedir ?
-Başarının sırrı iki kelimedir
-Peki, o iki kelime nedir efendim ?
-Doğru kararlar
-Peki dogru kararları nasıl alabilirim ?
-Tek kelimeyle
-O nedir peki ?
-Tecrübe
-Ama bu tecrübe nasıl elde edilebilir ?
-O da iki kelime ile
-O iki kelime nedir peki ?
-Yanlış kararlar
Sevgiyle , Mutlu kalın
Profesyonel Koç
Derya Colaker
www.deryacolaker.com
Yorumlar