banner68

banner113
19 Ağustos 2025 Salı

CHP’Lİ BAŞEVİRGEN: “ERDOĞAN’IN EKONOMİ POLİTİKALARI VATANDAŞI FAİZE ÇALIŞTIRIYOR...”

„Bağımlılık…! “

18 Eylül 2015, 14:04

 Bağımlılık, bir şeye karşı ilgi uyandıran güçlü bir düşünsel inanışla başlar. Bu inanış başladığı andan itibaren gerçeklikten uzaklaşılır, sorgulama mekanizması durur ve kişi bağımlı olur. Mutlu olmanın sanal bir yolu olan bağımlılık durumu, genellikle mutluluğun dış dünya da bulunabilceği kanaati ile beslenir. Kişi sorunlarından bu şekilde uzaklaşacağını düşündüğü için, bağımlı olduğu her neyse kendini ona adar ve ayrılmak istemez…kişi artık bağımlı olduğu madde ya da düşüncenin biçimlendirdiği insan olmuştur…

 Çağımızda özellikle ergen gençlerde uyuşturucu ve internet bağımlılığı hızla artıyor. Aileler bu durumda çoğu zaman çaresizlik yaşıyor. Uyuşturucu kullanan evladından zamanla uzaklaşabiliyor…ne yazık ki, ya şiddet ya da ceza yöntemi ile çözüm arayanlar oluyor. Yanlışa aslında yanlışla cevap veriliyor…Bu konuda bilinçlenmiş ailer de gencin terapi ve sevgi yöntemi ile bu hastalıklı durumdan kurtulması sağlanırken, bilgi ve eğitim eksikliği olan aile için, böyle bir durumda olmak dünyanın sonu gibi algılanıyor. Ben, öz evladı için „ölse de kurtulsam“ diyen aileler tanıdım yazik ki….!

Öte yanda, bağımlı olan kişinin aile yaşamı, sosyal cevresi, okulu, ve aslında tüm ilişkileri sekteye uğramaya başlayınca , yaşamdan koptuğunu düşünüyor ve iyice kendi içine kapanıp herşeyden uzaklaşıyor. Madde ya da internet ile çerçeveli bir girdabın içine giren genç, aslında yaşamıyor sadece nefes alıyor…Bu durumdaki gençlerin ihtiyacı olan, sevgi, ilgi ve sadece onu anlamaya yönelik destek ile onu yeniden kazanılabileceğine inanan insanların yanında olduğunu görmektir…

Böylesi bir durum ile yüzleşen ailer için, elbette zor bir süreç… aileyi perişan eden evin düzenini bozan, çevreden uzaklaştıran, huzuru kaçıran, bir anlamda hayatın merkezine oturun bir süreç bu…Hiç kimse evladı madde kullanarak, bedenini ve ruhunu zehirlesin istemez, hiç bir ebeveyn çocuğu sabahlara kadar internette vakit gecirsin, sanal platformlarda  mutluğu arasın, zamanını tüketsin istemez. Hepimiz evlatlarımızın kılına zarar gelsin istemeyiz…Fakat çocuk bağımlı olmuş ise, şimdi varolan durumu sorgulama zamanı gelmiş demektir. Aile önce kendinde olan eksiği sorgulamalıdır…

„Ben görevlerimi yaptım üstüne titredim ama bak uyuşturucu bağımlısı oldu hayırsız evlat bizi kahretti“ diyen aileler, çocuğu herşeyden sorumlu tutmakla, kendini rahatlatmaktan başka birşey yapmıs olmuyor. Hiç bir şey tek taraflı değildir…iyice düşündüğünüzde sizin de bilmeden de olsa mutlaka payınız vardır…Belki sevgisizlik, belki onu yeterince anlayamama, arkadaş olmayı becerememekten kaynaklı bir eksiklik olabilir…

Çocuk arkadaş kurbanı da olmuş olabilir…gerek çevresel faktörler, gerekse aile içi mutsuzluklar sebep herneyse…ortada çözülmesi gereken bir durum var, ona odaklanmak, daha gerçekci çözümlerle çocuğa yaklaşmak gerekir. Çocuğa yaklaşırken yargılayarak değil, her şekilde yanında olduğunuza onu inandırarak, sevginiz ve öfkeden arınmış ruh halinizle, evladınızın bir hastalığa yakalandığını düşünerek, ona yardım etmelisiniz…Buz dağının görünen kısmına savaş açmayın. Derinde yatan ne onu bulmaya çalışın. Asıl mesele cesaretli olup, buz dağının görünmeyen kısmını görmek için dibe inmektir…!

 İnsanın aklını karıştıran, sorgulamadan inandığı kendi düşünceleridir. Düşünce olmasaydı sorun olurmuydu sizce…bir şeye karşı inanç geliştiriyoruz onu düsüncemiz yapıyor, sonrada o yarattığımız düşünceye hizmet eden eylemlere imza atıyoruz. Kişiliğimizi düsüncelerimiz oluşturuyor. Bir insan bir diğer kişiye karşi zihninde olumsuz bir yargı oluşturursa o kişiye iyi davranması nerdeyse imkansızdır. Çocuklarınıza olumlu yaklasımla ancak yardım edebilirsiniz…

Burada çocuğa sorulması gereken soru şudur: „Bağımlı olduğun şey, aslında gerçekten istediğin şey mi ? „ Bu soruya eminim çocuğunuz  „hayır „ diyecektir. Buradan da şunu anlamak zor değildir…Kesinlikle istediği o değildir ve kurtulmak istiyordur ama nereden başlayacağı ve nasıl başaracağı konusunda cesareti yoktur…

Bazanda kişi ona hoşluk yaratan bağımlı olduğu şeye karşı sadece rahatına düşkün olduğu için vazgeçmek istemez…Vazgeçmek irade ister, direnç ister, sabır ister, süre gerektirir…bağımlı kişi ‚an‘ dan dışarı adım atmaya da korkabilir..yeni biri olmak istemeyebilir. Yenilenmiş kendisi ile ne yapacağını bilemeyebilir…çünkü artık kendisinin,

o haline de bağımlıdır…Sanal bir dünyanın figüranı olmak, hayatının başrol oyuncusu rölünden daha az yorucudur…çünkü başrol sorumluluk gerektirir, daha fazla otokontrol ister,…bütün bunlara rağmen size düşen tek şey, evladınızın her koşulda yanında olmaktan asla vazgeçmemektir…

 Bağımlı gençlere de bir kaç önerim olsun istiyorum: „Size iyi bir haber vermem gerekirse, kendinizi odakladığınız bütün bağımlıkların kontrolü elinizde olduğunu bilmenizi istiyorum. Sizden, kimse internete bütün zamanınızı adamanızı istemez. Kimse sizin madde bağımlısı olmanızı istemez. Siz kendi durduğunuz yere ve bağımlı olduğunuz şeye iyice bir bakın, düşünün eğer gördüğünüz şey hoşunuza gitmiyorsa, neyi değiştirmek istediğinize karar verin ve kendinizi bu değişime adayın. Bağımlı olmanın panzehiri değişime adayıştır…Bu adayışı kararlılıkla desteklediğinizde varmak istediğiniz noktaya kararlılıgınızdan aldığınız güçle kesinlikle ulaşacaksınız.. Adım atmak için cesaretiniz mi eksik, o halde destek almak için mutlaka aileniz ve bir uzman ile konuşun…Kendi hayatınızı yeniden iyileştirmek için emek harcayın…Başlamak önemli…100 metrelik de olsa kısa bir mesafeyi katetmek için, ilk adımınızı atmanız lazım değil mi ? Kimse sizi 100 metre ileriye ışınlamayacaktır.

Varış noktası belli, yeterli istek de varsa kendiniz için doğru tanımlanmış hedefe ulaşmak zor değildir. Bağımlı olmayı siz istediniz ondan kurtulmak için varolan kaynağında sahibi sizsiniz. Sizin dışınızdaki birşeyin size aradığınızı vermesi imkansızdır. Kendinizi karanlık bir kuyuda, gökyüzünden sızan ışığa bakan biri gibi görmeyin, bu hayatta hiç bir mesele çözümsüz değildir. Ümitsizliğe odaklanmayın. Motivasyonunuzu asla düşürmeyin, kendinize inanın, kaliteli bir yaşam sizin de hakkınız, bunu sağlamak sizin işiniz, başkası sadece destek verebilir…Kendinize sakın acımayın…Kurban muamelesi yapmayın. Düşüncelerinizin yansımasıdır bedeniniz, düsüncelerimiz sağlıklıysa bedenimizde sağlıklıdır. O halde sağlıklı olmak için olumlu düşünün. Kendinize şu soruyu sorun : „ Ben asla uyuştucudan kurtulamam ya da internetten vazgeçemem düşüncesi bende olmasaydı nasıl biri olurdum ? „ Huzurlu ve özgür olurdunuz değil mi ?  bu olumusuz düşünceye inanmasaydınız eğer rahatça yapmak istediklerinizi yapar, odaklanır ve hemen başlardınız değil mi? O halde hadi durmayın şimdi tam zamanı....! Size ait hayatı güzel ve anlamlı yaşamak hakkınız ve hadi bugün ilk adımı atın, asla geç kalmadınız…Bu hayatta sadece deneyim kazandınız. Bu olumsuz da olsa sizi ve ailenizi yıpratan deneyimi kişiliğinizin olgunlaşması için sadece bir fırsat olduğunu sakın unutmayın.

 Mevsimler değişir…kış biter, yaz gelir, güneş açar…tıpkı hayat gibi…önemli olan yola devam etmektir…bu hayat sizin…onu feda etmeyin….!

 

Sevgiyle kalın

Profesyonel Koç

Derya Colaker

www.deryacolaker.com

 

    Yorumlar

banner112
Yeni Sitemizi Nasıl Buldunuz?

EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
E-GAZETE
  • Guncel Haber Tamsayfa.Net - 17 Şubat 2021 Manşeti
ARŞİV