banner68

banner113
19 Ağustos 2025 Salı

CHP’Lİ BAŞEVİRGEN: “ERDOĞAN’IN EKONOMİ POLİTİKALARI VATANDAŞI FAİZE ÇALIŞTIRIYOR...”

ALDATMA - ALDATILMA..!

27 Ekim 2016, 18:25

 Değerli okuyucum, bu yazımda, çok geniş bir konu olmasına rağmen, özetlenmiş şekliyle aldatılma ve aldatma konusuna biraz değinmek istiyorum... Aldatma ve aldatılma kavramları birbirinden yarattığı duygu adına ayrılıyor gibi görünse de, her iki durumda da bireyler acı çeker... biri suçluluk duygusu içindedir. Diğeri haksızlığa uğramıştır...

Sonuçta aldatan, bir zamanlar çok sevdiğini söylediği partnerini aldatarak, onun canını yakacaktır. Her ne kadar yeni partneri ile mutlu olsa da, yüreğinin bir yanı mutsuzdur. Aldatılan da durumu gurur meselesi yapacağı için, acılar içinde kabullenemediği bu duygu ile baş etmek zorundadır. Sonuç olarak aldatan da aldatılan da mutlu olmayacaktır...

Peki mutsuzluk varsa insan neden aldatır ki...Bunun bir çok nedeni vardır. İnsan ruhunda zamanla duygularda değişkenlik olabilir... daha önce onay verdiği kararlarının, onu artık mutlu etmediğini düşünebilir. Örneğin oturduğu evden, şehirden, iş yerinden sıkılan insan, uzun birliktelikler sonucu partnerinden de sıkılabilir... İlişki monotonlaştığı için yeni arayışlar içinde olabilir... bu arayış bazen de merak dürtüsü ile depreşebilir... Yeni tanıştığı bir kadını keşfetme arzusu ve o arzunun tatmin edileceği ortamın oluşması sonucu aldatma eylemi gerçekleşebilir. Aldatma çoğunlukla erkekte görüldüğü için, erkeğin aldatma nedenleri de kadına göre daha fazladır.

-Erkek evliliğinde, eşinin ona güven duymadığını hissederse, eşinin ilgisi azaldıysa, dugusal anlamda mutsuz ise,

-Erkek sevgilisinden veya eşinden cinsel anlamda beklentilerine yanıt alamıyorsa,

-Sosyal yapı nedeniyle, evlilik öncesi az kadınla birlikte olduysa,

-Evlenmeden önce doyuma ulaşmamak, görücü usulu ile evlenmek, konservatif bir çevrede yetişmek, erken yaşta evlenmek gibi nedenler, evlilikle gelen rahatlama sonucu, doyuma ulaşma isteğini körükler ve erkek aldatabilir..!

Kadın ya da erkek hiç fark etmez eğer aldatma varsa, orada mutlaka tamamlanmamış duygular vardır. Ya da bastırılmış arzular...Bu duygu ve arzu bir gün kendini dışarıya çıkarmak için zemin ve uygun ortam bulunca da aldatmanın ilk temeli orada atılacaktır..!

Aldatmayı, duygusal aldatma, cinsel aldatma diye ikiye ayırabiliriz. Aldatma konusunda erkek ile kadın arasında da farklar vardır. Erkeklerin sol beyni baskın çalıştığı için ben merkezli yanları baskındır. Erkek de detaycılık yoktur. O nedenle an`da yaşamayı kadına göre daha fazla tercih eder. O an’da ortam onun aldatması için gereken şartları hazırladıysa, detaya girmez, sonunda işin nereye varacağından çok, yaşayacağı duygunuya odaklıdır. Kadında ise beynin sağ lobu daha fazla baskındır. Duygular ön plandadır. Erkek bir gecelik ilişkiyi yaşar ve bir gece önce yaşadığı duyguyu ertesi gün rutin hayatına taşımaz ama kadın öyle değildir. Aldatması için çok büyük nedenlere ihtiyaç duyar. Erkek hem cinsel hem de duygusal aldatmaya meyilli iken, kadın duygusal açlığına direnemez hale gelirse, ilgi ve şevkatten yoksun kalırsa ve şiddet görüyorsa, ve aldatmayı göze alacak kadar gerçekten çok severse aldatır ve aldatırsa da mutlaka gider...Erkek aldatır ama gitmeyedebilir...Çünkü erkeğin doğasında avlanmak vardır. Avına ulaşınca tatmin olur. Ve tekrar evine geri dönebilir...

Mükemmel giden birliktelikler de dahi aldatma olabiliyorsa, aldatılma duygusunu ne yazık ki bir çok kadın yaşayabiliyor... Magazinde güzel ve ünlü kadınların bile aldatıldığını duyunca şasıranlarınız çok oluyordur mutlaka... Dünya da bir çok erkeğin rüyası olan kadınların çoğu aldatılmıştır... Bir diğer yanda toplumuzda erkeğin aldatmasına göz yuman bir söz vardır. Aldatan erkeğe yakınları öğrendiği zaman “ erkeğin elinin kiri..” der geçerler...erkeğin eşini aldatmasının cinsel anlamda bir aldatma ise, kendini doyurması hoş görülür, göz yumulur...sonuçta bir geceden ne olacaktır ki...Ama aynı zihniyet, bir erkek duygusal anlamda bir başka kadına bağlanır ve uzun süreli bir ilişki yaşarsa, işler orada değişir...orada aldatana karşı, aldatılan kadının yanında herkes birleşir, istihbarat servisini bile geride bırakacak ispiyon çalışmaları başlar. Aldatılan kadın da artık “ben mutsuzsam onlarda mutsuz olsun...”duygusu hakim olur. Hakaretlere varan çirkin şeyler yaşanabilir... aslında sadece daha fazla yüzgöz olunur... sonuç asla değişmez... giden gittiyse, zaten gitmiştir ve kabullenmek, daha sakin çözümlerle, yaraları sarmak doğru olandır. Bu tavır herkes için tabiiki geçerli değildir. Canı yansa da sakin bir tavırla konuşmayı tercih eden, soruna neden sonuç bakış açısı ile yaklaşan medenice çözüm arayan kadınlar da vardır. Eğer ilişkinin kurtuluşu mümkün değilse, ayrılmayı göze alan kadınlar, güçlü kadınlardır.

Fakat bir gerçek vardır ki aldatılan kadın, eğitim ve bilgi düzeyi ne olursa olsun, bu konuda kendini gücsüz ve zayif hissedebilir... kontrolden çıkabilir...her konuda olgunluk gösterirken bu konuda olgun olmayabilir...Hele çocuklar varsa, ekonomik anlamda da erkeğe bağımlı ise, işte orada kadının acısı ikiye katlanacaktır. Zira yeni bir hayata başlamak onun için sudan çıkmış balık olmaktır. Üstelik yıllarca emek verdiği hayat arkadaşı onu yalnız bırakmıştır. Kadın için en

zor olanı, aynı yastığa baş koyduğu adam, bir başka bedene sarılarak uyuyacaktır. Bu duygularla başetmek gerçekten çok zordur. Aldatılma sonrası depresyon yaşamayan çok az insan vardır. Aldatıldığını öğrenen insan kendini değersiz, önemsiz, hiç bir şeye layık olmayan biri gibi hisseder. Genellikle toplumumuzda kadınlar aldatıldığı zaman bu olayı sineye çekerler. Ancak erkeğin pişman olduğu durumlarda ilişkileri devam etse bile kendilerini bir daha eskisi gibi hissedemezler, hep eşleri tarafından beğenilmediklerini düşünürler ve diğer bayanlarla kendilerini kıyaslama yoluna giderler.

    Erkek, kadın tarafından aldatılırsa durum çok daha içinden çıkılmaz bir hale dönüşebilir. Ne yazık ki ataerkil toplumda erkeğin yüce bir varlık gibi algılanması, erkeğin aldatılmayı onur ve namus meselesi yapmasını da ardından doğurmuştur... Erkeğin elinin kiri zihniyetinin hakim olduğu toplumlarda, kadının bir başka erkeğe gitme nedenlerinin araştırılmasının da imkanı yoktur. Namus cinayetleri bu nedenle hala işlenmektedir. Bu nedenle hapishaneler namus cinayetleri yüzünden bitmiş hayatlara ev sahipliği yapmaktadır.

Sunuç olarak söylemek isterim ki, aldatma da aldatılma da hoş karşılanmayan, insanı derinden yaralayan, mutsuz eden duyguları yaşatan kavramlardır. Olgunlaşmış insan, zevklerin ve arzuların peşinden koşmamalıdır. İnsan yaradılışı gereği arayışa ve keşfetmeye meyillidir. Çoğu zaman da kedini ararken, sapmalar yaşar. Ancak ideal olan tek eşliliktir. Doğru ilişkileri, yara almadan uzun soluklu birliktelikleri kurabilmek için, evlenecek olan kişilerin, kendileri için seçtikleri partnerlerinde, ötüşen hayat felsefesi, benzer idealler ve aynı kültüre sahip olmak gibi değerleri aramaları gerekir.

Sevgiyle, Mutlu Kalın... Profesyonel Koç

Derya Colaker
www.deryacolaker.com
 

    Yorumlar

banner112
Yeni Sitemizi Nasıl Buldunuz?

EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
E-GAZETE
  • Guncel Haber Tamsayfa.Net - 17 Şubat 2021 Manşeti
ARŞİV