Herkes eminim hayatının bir yerinde, „asla affedemem“ dediği bir durumu ve bir başka kişiye karşı bir öfkeyi, haksızlığa maruz kaldığı bir anı, yaptığı hatadan ötürü kendine karşı kızgınlığı mutlaka yaşamıştır. Bütün bu olumsuz hallerin hayat boyu sizinle birlikte yol almasına izin verdiğiniz sürece, asla berrak, duru bir suda kulaç atamazsınız. Su hep bulanıktır ve siz dibini göremediğiniz bir suda kendinizi güvende hissedemezsiniz. Affedemeyen insanların çoğu fiziksel ve ruhsal sağlığını zamanla yitirirler. Örneğin çağımızın hastalığı kanserle ilgili yapılan araştırmaların çoğunda, kanser hastalarının geçmişten bugüne çözümleyemedikleri duygusal travmalar sonucu, kendine yüklediği öfkenin bu hastalığa sebep olduğu ortaya çıkmıştır. Hiç bir durum ve kişi sizin sağlığınızdan daha kiymetli olamaz…O halde affetmek, kendinizin ve başkalarının yaptığı olumsuz eylemleri boşvermek, unutmak değil, sorgulamak, neden sonuç ilişkisine bir göz atmak, hesaplaşmak ve yola özgür bir şekilde devam etmenin gereğidir…Sağlıklı yaşamın bir anlamda anahtarıdır. Ruhunuzu saran Pirana‘lardan arınmaktır…
Affetmek için ne yapmalıyız?
En başta acı çekmemeye karar vermeniz gerekir…! Affedemediğiniz sürece acı çekersiniz…
Birinden nefret ettikçe hayata karşı da saldırgan olacaksınız. Zor olsa da kendinizi onun yerine koyun…belkide onun zayıf yönlerini göreceksiniz ve affetmek kolaylaşacak, beraberinde kabullenmeyi getirecektir. Sakın unutmayın en canii insanın bile mutlaka hiç tahmin edemeyeceğiniz iyi yanları vardır. Koçluk eğitimi aldiğımız dönemlerde okulumun da ismini aldığı Erickson prensipleri beni çok etkilemişti. Kanadalı ünlü psikyatr Erickson derki: „Her insan o an için bildiğinin en iyisini yapar.“ Ve “Her davranışın altında olumlu bir niyet, değer vardır…!”
Bütün bunların dışıdan en önemli faktör affetmek için kendinize zaman tanıyın, Affetmek asla olanları unutmak değildir. Zaman içinde olayı yada kişiyi veya kendinizi affetme eylemini yavaş ve emin adımlarla gerçekleştirin. Mesele zamana yayarak kabullenme, olayı iyi analiz etmektir. Asla kendinizi baskı altına almayın, affedememek ne kadar zararlıysa, baskı ile ‚affetmem gerekir‘‘ düşüncesi de o derece zararlıdır. Çok çabuk gerçekleşen af, suçlu tarafın aklanması gibi algı yaratabilir, bu kezde kişi, kendini kandırmakla bilinçsizce daha da kin duymaya devam edecektir.
Bir başka önerimse, sizi üzen kıran, öfklendiren acı çektiren ne varsa, bir hafta boyunca her sabah kalktığınızda bir deftere yazın…sayfalar dolusu yazın, yazarken her cümlenin altına, bunu size neden yapmış olabileceğini de anlamaya çalışarak yazın, sonra bir hafta sonra yazdıklarınızı okuyun. Zorlanan herkese ayrıca mutlaka bir uzmandan destek almasını tavsiye ederim. Affeden insan, en çokta affedersem bir daha yapar diye korkar, veya cezasız kaldığı için, kendine yediremez, kibir gurur gibi insanı kemiren duyguların esiri olamayın..unutmayın karşınızdaki kişiyi affederek onu değil kendinizi ödüllendiriyorsunuz, acı çekmek yerine, tıkanan ruhunuzu açıyor ve yola devam ederken, içinizin kurumlarını temizlemiş oluyorsunuz…
AFFETMEyi başarmak, sağlıklı huzurlu, arınmış bir yasamın en temel taşıdır…Kendinizi ve başkalarını affedin, sonra da hayatı iyi yaşamak için depar atın…hayat, birine-birşeye veya kendi hatalarınıza takılı kalamayacak kadar hızla akıyor…kendi yaşamızı yavaşlatmanın size ne yararı var ki….!
Sevgiyle kalın, Mutlu kalın.
Profesyonel Koç
Derya Colaker
www.deryacolaker.com
Yorumlar