banner68

banner113
19 Ağustos 2025 Salı

CHP’Lİ BAŞEVİRGEN: “ERDOĞAN’IN EKONOMİ POLİTİKALARI VATANDAŞI FAİZE ÇALIŞTIRIYOR...”

8 Mart’ta KADIN’ı değil, Insan‘ı konuşalım…!

05 Mart 2015, 12:39

 8 Mart 1857‘ de New York‘ ta ilk kez kadınlar, hakları için eylem yapmış, haklar uğruna 129 kadın işçi canından olmustu. Bu elim olayla başlayan, 1910 ‘da Almanya Sosyal Demokrat partisi önderlerinden Clara Zetkin’in, 8 Mart’ın her yıl „Dünya kadınlar Günü „ olarak kutlanmalı…önerisinin oy birliği ile kabul edilişine kadar geçen sürecin adıdır 8 Mart…!

Her yıl düzenlenen sempozyumlarda konuşmacı konuk bu bilgiyle giriş yapar, sonra kazanımlar ve eksikler, 8 Mart`larda tartışılır durur…!

EEE peki ya diğer zamanlar…,Kadını sadece 8 Mart’da hatırlamak, her yıl eline güller verip, onore etmek midir vicdanları rahatlatan…! Ben bu 8 Mart`da kadını konuşmak yerine, erkek dünyasında, zihinlere çocuk yaşta yanlış kodlamalarla yerleşmiş kadın denen olgunun, doğru algıya dönüşümünü sağlayacak konuları işlemenin daha kalıcı çözümler yaratacağına inananlardanım. Mesela her yıl 8 Mart‘ ta bütün kurum ve kuruluşlar düzenleceği sempozyumlarda Kadın hakları ile ilgili temcih pilavı gibi aynı konuları konuşmak yerine, insan nedir? Insan nasıl birbirinin haklarına saygı gösterme yetisini kazanabilir? cinsiyet ayırımına karşı bilinçlenmenin yolları nedir? Şiddet ve öfke kontrolü nedir ? nasıl kontrol edilir ? Gibi konular ve insan ruhunu anlama, tanıma seminerleri düzenlenmelidir. Ben başka taraftan bakıyorum mesele kadın olamamalı insan hakları olmalı ve yaradan kadını erkeğini , erkeğide kadınını tamamlasın diye, gerek fiziken gerek ruhen birbiri için yaratmış. Birinin diğerinden üstünlüğü olabilir mi ? Birbirine ihtiyaç duyan iki canlı, ancak tamamlayıcı unusurlarıyla bütün olarak varlık gösterebilir.

 8 Mart 1910 ‚dan bu güne değişen ne oldu diye baktığımızda, bana göre gelişen dünya düzeninde, kadını ile erkeği ile bir bütün olma zorunluluğunu gören toplumlar, kadına çalışma, seçme seçilme hakkı vererek üretime katkı sagladılar, hepsi o kadar…Elbette azımsamıyorum , ancak yetmedi yetmeyecek, önemli olan bunun ne kadarını hayata geçirdik. Hala bir çok ülke meclisinde kadın kotası yok. Erkek ağırlıklı meclislerle dünya yönetiliyor. Evet özelikle şehirli kadın artık sadece „karnında sıpa, sırtında sopa „ ile eşleşen bir varlık olmaktan azad edildi…,daha öz güvenli, kendinden emin, sesi çıkıyor, haklarının farkında yaşıyor…İyi ama ya kırsalda ki kadın…, ya hala bir düzine çocuk doğuran, korunma şekillerinden birhaber yaşayan, sadece doğurma makinası gibi görülen, bilinçlenmemiş kadınlar…ya çocuk gelinler…veya hala okula gönderilmeyen kız çocukları…“ Baba beni okula gönder“ projeleri olan bir düzende, kadın haklarından söz etmek çok acımasızca degil mi?  Ezilen insan sayılmayan, şiddet gören, tacize uğrayan, satılan, atılan onca kadına ne diyeceğiz…Sizin haberiniz zok ama haklarınız kutlu olsun eyy adı olmayan kadınlar mı diyelim...!

 Biz 2015 de hala kadını konuşuyorsak kadın hakları filan henüz tam anlamıyla olgunlaşıp, zihinlerde kadın denen olgunun anlaşıldığını düşünmüyorum. Günde onlarca kadın katlediliyor, bu yüzyılda sünnet edilip insani hakkı elinden alınıp, doğal yaradılışına tepki veriliyor, horlanıyor, cinsel obje gibi görülüyor. Başı kapalı yobaz, mini etekli kaşar diye fişleniyorsa biz hangi haklardan bahsediyoruz ki,…Istediğiniz sektöre bakın kadınlar, erkekden daha az maaş alıyor. Kadın yöneticiler, zekası ve emeği ile o mevkiye gelmiş olmanın takdirini beklerken,  „kesin şirket sahibi ile flört etti bak yönetici oldu“ gibi aşağılayıcı bir ön yargı ile değerlendiriliyor. Bu yazdıklarım genel çoğunluk için geçerli değil elbette, böyle düşünmeyen herkesi tenzih ederim. Düşünenler de kendi iğrenç zihniyetini masaya yatırsın diye altını cizmek istiyorum sadece…

Her şeyden önce her erkeğin anası KADIN…, ama Kadın hala hakları için mücadele ediyor…KADIN haklarının artık konuşulmadığı gün, bir tek kadın bile ecelinden önce eşi/ kocası / sevgilisi tarafından öldürülmediği gün, töre cinayetlerinin son bulduğu gün, testosteron hormonu fırlamış, gözü dönmüş, cani ruhlu biri tarafından tacize uğramadığı gün, zaten kadınlarda toplumun bir parçası olarak kabul edilmiş, gerçek değerine kavuşmuş, insani haklarına sahip olmuş demektir…!

 Dünya düzeninin kadınıyla erkeğiyle  adil olması, kendini bilen herkesçe tercih edilendir. Bunun için eğitimli bireyler yetiştirmek en büyük sorumluluktur. Anneler..! size de iş düşüyor…Erkek cocuklarınızı ne olur, kadına sevgi saygı sunmasını bilen, centilmen, kontrollü bireyler olarak yetiştirin. Onlara kadının kutsallığını öğretin…Biz kadınların en temel görevi: gelecek nesillerin daha bilinçli ve yaşama hakkına saygılı bireyler olabilmesi için, çocuklarımızı iyi yetiştirmektir…!

Sevgiyle kalın, Mutlu kalın.

Profesyonel Koç

Derya Colaker

www.deryacolaker.com

    Yorumlar

banner112
Yeni Sitemizi Nasıl Buldunuz?

EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
E-GAZETE
  • Guncel Haber Tamsayfa.Net - 17 Şubat 2021 Manşeti
ARŞİV